KURUMSAL

Duvar`a Dair

Hayatım boyunca duvarları sevdim ben. Durun, hemen kaşınızı kaldırmayın,  “nesini sevdin be canım duvarın” demeyin, duvarlar güzeldir, anlatayım da dinleyin.

Bir kere duvar dayanışmadır arkadaşlar.  İçinde türlü çeşitli taşlar, tuğlalar, demirler, birbirine benzemez bir sürü oyuncu karakter, hepsi kendi aleminin kralı. Ama işte bunların alayı birleşir, birbirini sever, köşesini yuvarlatır, yanındakine sokulur, sarılır, sımsıkı sarmalar, üstüste biner, el verir, saf tutar, omuz omuza durur. Harcı da ekledin mi artık hepsi “bir” olur.  E daha ne olsun, var mı bu zamanda böyle sağlam ekip.  Başka? E duvar özgürlüktür! Evet , öyledir. Çekildin mi duvarının arkasına kimse sana ilişemez, orası kendinle yekeyek kaldığın , özgürlükle güvenlik arasındaki, hazla huzur arasındaki  uzlaşmaz çelişkinin utanıp saklandığı  tek yer. Daha? Duvar vizyondur, uzgörüdür, gezgönlümdür. Çıktın mı üstüne ufuklar, çatılar, orlaaburlaaa hepsine al gözüm seyreyle dersin. Duvar  harekettir be canlarım, üstüne oturup çekirdek çitlerken kalk gelir, sıçrar seğirtirsin; nereden alacaksın sevdiğine yetişme momentini duvar olmasa , sorarım. Esnekliktir duvar, evet evet, yerine gore şekil alır, gerekince görünmez olur, istersen şeffaf, istemezsen kale.

Sayarım daha duvara güzelleme ama hacet yok anladınız siz beni. Asiyem mimar olmaya karar verdiğinde bilmiyordu emin olun duvara dair bu gerçekleri. Duvar…duvardı. Sonra öğrendi üstatlarının gözünün pırıltısından, ustalarının bileğinin yayından, müşterilerinin dudağının kıvrımından duvarın inceliklerini.  Harç dediğin aslında emekle arzunun karışımıydı, sana güvenen müşterinin arzusunu ve tahayyülünü emeğinle tasavvura ve dahası ete kemiğe büründürmekti.  Duvar buydu işte, özgürlük, esneklik, güvenlik, estetik, haz , huzur ve saz arkadaşları… ve Asiyem de bir DUVAR kurmaya karar verdi yirmi yıl once, sizin için, bizim için, hepimiz için. Gelin üstüne çıkalım, arkasına saklanalım, tuğlasını örelim…hep beraber, her zamanki gibi.

Harcımız olsun Asiyemiz,
Ecmel Ayral